Sizlere 90'lı yılların başında kendisiyle tanıştığım ''İSLİM KEBABI'' ile merhabalar diyorum. Bu lezzetli yemeği bizim ablamız eşimle evlenince yengemiz olan çok sevgili bi' büyüğüm de tatmıştım. İlk gördüğüm zaman bu yemeğin şekli çok ilgimi çekmişti. Hemen yengemize büyük bi' merakla sordum. Nasıl yapılıyor ? adı nedir ? gibi sorular ardı ardına geldi. O da bana oldukça albenili gözüken bu yemeğin ne kadar kolay olduğunu anlattı. Sonra aradan epey bi' süre geçti. Yine 90'ların başında yeni açılan METRO market'teyiz. Alışveriş için herkes bi' bölüme dağılmış, alacaklarını seçiyor. Ben kitap bölümündeyim. Yemek kitaplarının içine dalmışım. Bi' baktım kitapta bu tarif var. Hemen kitabı aldım. Evde başladım okumaya. Temel yemek tariflerini öyle güzel açık, net bi' dille anlatıyordu ki adeta benim baş kaynağım oldu. İşte taa o zamanlardan aslında belliymiş yemeğe merakım. Tabii çok daha önceside var. Küçüklüğümden beri babaanneciğime kahve yapmaya çalışmalar. Babacığıma bana has ''Gönen yemeği'' denemelerim. Kekler, mozaik pastalar, börekler.... v.s. say say bitmez. Sonra okuldu, stajdı, iş-güç, tasarım v.s. derken yemekle bu yoğunluklar nedeniyle uzak kalmalar. Haftasonunda arada sırada olsada arkadaşlara, eşe dosta yaptığım ufak tefek küçük denemeler... Gel zaman git zaman evlenince iş başa düştü. Kendimi artık deneme konusunda yıllar içinde hep geliştirmeye çalıştım... halende çalışıyorum. Yemek kitapları... dergileri... yemek programları... her zaman ilgimi çekti. Cilt cilt yemek ansiklopedilerim bile var. 😍
İşte geçen ay uzun bi' aradan sonra tekrar bu yemek eşimin söylemesiyle aklıma düştü. Daha öncede bahsetmiştim eşim her sebzeyi yemez. Fakat patlıcan oldu mu bayılır. Hele içinde et, köfte olan patlıcanlı yemekler onun için dayanılmaz olur. Bende bu yemeği oldukça şık bulurum. Evlilik yıldönümümüzde kendisine bi' önceki tarifimde verdiğim ''Dana Antrikot'' yemeğinden sonra bi' sürpriz yaparak bu kebabı yaptım. İstediği gün evde patlıcan yoktu, hemen gidip, buldum. O tabii söylediğini unuttu. İslim Kebabını görünce hemen dayanamadı beni biraz daha fazla şımart diyip yanına o çok sevdiği nohutlu pilavdan istedi hemen yaptım. eee tabii benim olmazsa olmazım cacık ve mor lahanalı, yeşillikli salatada ekledim OHHH SÜPER oldu... Tatlılar ileryen günlere kalsın, sürpriz olsun. Nasıl olsa bu tarz yemekleri hergün yapmıyoruz. Madem canımız istedi hakkı neyse onu verelim. Bi' güzel patlıcanları kızarttım. Köfteleri kızartmadan hafif fırınladım. Oldu mu sana efsane bi' tat. offf nasıl lezzetli nasıl lezzetli... offf nasıl özlemişiz nasıl... şahane oldu... bende fotoğraflarken kendimi kaybettim. Kaç poz çektim bilmiyorum. Aralarından seçtiklerimi buraya iliştiriverdim. Yapılış aşamalarını eşim çekti. Fotoğraf çekmeyi ve çektirmeyi pek sevmez. Ne yapsın beni kıramadı. Tadına bakarken bi' de fotoğraflasam mı diye düşünmedim değil... Yok şimdi rahat etsin, kasmasın dedim, çekmedim... 😄
Yani anlayacağınız bizim evlilik kutlama yemekleri bi' gün değil kaç gün sürdü ? Eylül ayı bizim için çok özel bi' ay nişanlanma yıldönümümüz, benim doğumgünüm, evlilik yıldönümü hepsi bu ayda... Kutla kutla bitmez. Bu ayda hava güzelse ve keyfimizde yerindeyse bazen dışarıda bazen evde kutlamalar yaparız.
Malum ♥ Canım Türkiye'min ♥ durumu belli bu sene dışarıda olmayı pek tercih etmedik... Umarım herşey iyice düzelir o huzur dolu günleri hep birlikte ülke olarak barış, huzur ve mutluluk içinde yaşarız... Ölümler, bombalar, insan kıyımları hiç olmaz... acısız, kedersiz güzellikler olur... sevgi, umut çoğalır, büyür... Bu aralar en büyük temennim bu.. 😍
Malzemeler :
✴ 500gr. dana köftelik kıyma,
✴ 5 adet patlıcan,
✴ 20 adet kiraz domates,
✴ 4 adet kapya yeşil biber,
✴ 1 adet büyük boy kuru soğan,
✴ 3-4 diş sarmısak,
✴ 1 adet yumurta,
✴ 10-15 dal maydanoz,
✴ 5 dal dereotu,
✴ 3 yemek kaşığı galeta unu (yoksa 2 dilim bayat ekmek içide olur),
✴ Deniz tuzu, karabiber, kırmzı pulbiber, kimyon, kuru nane, kurukekik, sumak, tarçın,
✴ taze nane,
✴ 1'er yemek kaşığı domates, biber salçası,
✴ kızartmak için 2-3 bardak sıvıyağ,
✴ sosu için 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı,
✴ Kürdan.
Size bol bol fotoğrafta koydum ki rahat rahat iyice inceleyin diye. Yemeği yapmak kadar sunum da artık çok önem kazandı. Hele bloglar için yemeğin güzel fotoğraflanması ayrı bi' önem arz etmekte. Herkes kendi çapında bi'şeyler yapmakta. Siz kendinize has olun. Özenti olup başkalarının fotoğraflarının aynısını çekmeye çalışmak hemen kendini belli ediyor. Ben zaten orjinal olanları hemen farkediyorum. Taklitler besbelli. Elimden gelenin en iyisini elimdeki imkanlarla burada paylaşıyorum. Lütfen sizde en güzel olanını kendinize göre özgün bi' şekilde yapın. Ne demişler: '' Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır'' diye ❗❗.... 😊
Aklımdayken şunuda belirteyim ben köfte yapmak istemiyorum diyenler olursa kuşbaşı etten biraz daha büyük iri parçalı şekilde kestirip de yapabilirsiniz. Fakat o zaman etinizi önden iyice pişirmeniz gerekecektir. Bu da aklınız da olsun. Çünkü ben hem köfteli hem de etli denemiştim. Tercih sizin..YAPILIŞI:
İlk önce patlıcanları ince dilimler şeklinde uzunlamasına kesin. Ben bir patlıcandan 4 dilim elde ettim. Hepsini kesince tuzlu suda yarım saat beklettim. Sonra iyice kuruladım. Tavaya 2-3 bardak sıvıyağ koyup, kızdırdım. Patlıcanların her iki tarafını fazla karartmadan kızartıp 2-3 katlı kağıt havlu olan geniş bir kaba aldım. Yağları güzelce emilsin. Patlıcanlar hafif yumuşayacaklar. Çok fazla kızartmaya gerek yok. Çünkü daha sonra fırınlanacaklar. Tüm kızartma işlemi bitince ocağı kapatıp, kızaran patlıcanları kenara alın. Onlar soğurken biz köftelerimizi hazırlayalım.
Köfte için derin bir kap alıp eti koyun. Soğanı rende yapın. Sarmısakları soyup bıçağın tersiyle ezip, ince ince doğrayıp ekleyin. Galeta unu veya varsa bayat ekmek içini hafif ıslatın, suyunu sıkıp, elinizle ufalayarak ekleyin. Yumurtayı kırın. İnce kıyılmış maydanoz ve dereotunu, tuzunu, baharat çeşitlerini (Ben hepsinden 1'er çay çaşığı koydum. Tarçını ve kırmızı pulbiberi çay kaşığının ucuyla ekledim.) Salçalarıda (1/2 yemek kaşığı) koyup bi' güzel köfte harcımı yoğurdum. (Diğer 1/2 yemek kaşığı salça ile üzerlerine sos yapacağız) Cevizden biraz büyük parçalar koparıp, yuvarlak şekil verdim.
Hafif yağlanmış tepsiye dizerek 190 derecelik fırında 10-15 dakika kadar pişirdim. Herkesin fırının performansı aynı değil. Bu yüzden arada kontrol edin. Belki süre az veya çok gelir. Gözünüz köftelerde olsun. Renk değişip hafif kızarınca alın.
Onlarıda ılınmaya bırakın.
Bir tabak alın ortasına patlıcan dilimlerinden iki tanesini artı + olacak şekilde üst üste koyun. Ortasına köfte koyup patlıcanları karşılıklı uclarından sarın. Gevşek olmasın. Üzerine tam ortasından kürdan saplayın. Biber ve domatesi kürdana geçirip patlıcana doğru itin. Bu hem görsel açıdan güzel olduğu kadar hem de patlıcana sarılmış köfteleri sabitleyecektir. Hepsini tamamlayıp tepsiye düzgün ve dikkatli biçimde yerleştirin. Ben köfteleri kızarttığım tepsiye koymayı tercih ettim. Ne de olsa tepside kalan kızaran köftenin lezzetli yağı vardı. Bir kaseye kalan (1/2 yemek kaşığı) salçaları koydum, sıcak su ile eritip, açtım. Patlıcanların üzerine gezdirerek döktüm. 190 derecelik önceden ısıstılmış fırında yaklaşık 20 dakika fırınladım. Biber ve domatesler iyice közlendi. Patlıcanların, köftelerin pişmiş o efsane kokusunu da alınca fırını kapattım. 5-10 dakika dinlendirip servis ettim. Biz nohutlu pilav + salata + cacık ile sevdiğimiz için servisi bu şekilde yaptık. Siz kendi damak zevkinize göre istediğiniz sunumu yapabilirsiniz. Tabağa patlıcanları alınca tepsideki sosdan biraz üzerlerine gezdirmeyi unutmayın.
Umarım tarif hoşunuza gider.
Şimdiden herkese afiyetler olsun... 😊
Diğer tariflerime ulaşmak için arama bölümünü veya *ARŞİVİMİ* kullanın !