Benim Lezzet Dünyama Hoşgeldiniz

Benim Lezzet Dünyama Hoşgeldiniz
Sevinç'in Lezzet Defterine Hoşgeldiniz !

Sevinç'in Lezzet Defterine hoşgeldiniz!

Yeni Lezzetlerde buluşmak dileğiyle!...

26 Haziran 2015 Cuma

Çikolata Soslu Çilek !

Eveeet çilek aşkıyla yanıp tutuşanlara, aşıklara, sevenlere bu lezzet ilaç gibi gelecek. Sizi baştan çıkartması zaten garanti ! ☺ Çünkü çilek + çikolata birlikteliği fındık, fıstıkla adeta lezzet şölenine dönüşmekte ! Mükemmel bir uyum söz konusu ! Bu şahane lezzeti geçen yaz denedim. Şu an zaten tam mevsimindeyiz. Hormonsuz çilekleri buldunuz mu mutlaka deneyin derim !! Hani derler ya; on numara beş yıldız bir lezzet işte bu taa kendisi !!
 Aslında çok kolay bir tarif veriyorum. Bunun arkasından bomba bi' tarifim daha geliyor. Bu bir nevi ona ön hazırlık diyelim. Bunları hazırlayınca o tarifimde de birlikte kullanacağız. Ama ben sırf bundan yapar yerim diyorsanız siz bilirsiniz. Her hali zaten güzel ! Allahın bizlere verdiği en şahane meyve bence çilek. ehhh bide çikolata olunca gerisini siz düşünün. ☺☻
 Ben çilek gözünce fotoğraflarken kendimi kaybediyorum. Hele çilekler istediğim gibiyse offf ...

*Malzemelerimiz :
  • 1 kilo çilek,
  • 2 paket bitter çikolata,
  • 1 kutu krema (Ben PINAR kutu krema kullandım),
  • Süslemek için; toz fıstık, fındık ve hindistancevizi rendesi.

YAPILIŞI:
Çilekleri 2 kere yıkayıp, iyice süzdürüyoruz. Nemli kalmamaları gerekiyor. Kağıt havlu ile kurulayabilirsiniz.  Bir derin kapta bir paket kremayı boşaltıp, hafif ısıtıyoruz. Parçalanmış bitter çikolataları ekleyip, karıştırıyoruz. İyice birbirlerine karışmaları gerekmekte. Bunun sonucunda ganaj yapmış oluyoruz. Hafif soğuması gerekiyor. Çileklerimizi bu sosa batırıp çıkaracağız. Diğer tarafta tabaklara ayrı ayrı fıstık, fındık ve hindistancevizi rendesini koyalım. Çikolata sosuna bandırdığımız çilekleri kendi zevkimize göre fıstığa, fındığa ve hindistancevizine bulayıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye alalım. Bütün çilekleri bu şekilde yapıp, bitirince direk buzdolabına koyup, soğumaya bırakıyoruz. 2 saat sonra servis tabağına alıp, sunabiliriz. İşte böyle güzellikler bu şekilde ortaya çıkıyor.
Herkese Afiyetler Olsun...
♥Çilek + Çikolata♥ tadında mutlu günler... ☺
Diğer tariflerime ulaşmak için arama bölümünü veya  *ARŞİVİMİ*  kullanın !

25 Haziran 2015 Perşembe

Kinoalı Köfte !

Sanırım bu köfteyi deneyeli 3 ay kadar bi' zaman oldu. Hatırlarsanız ''Kereviz Salatası'' tarifimi verdiğimde yanına farklı bir köfte yaptım diyeli neredeyse iki ay olmuş. Bunca zaman zarfında tarifimi vermeyi planlarken hesapta olmayan sebepler nedeniyle bu lezzetli tarifimi ertelemek zorunda kaldım. Arşvim tehlikeye girdi. Gitti ama olağanüstü çabalar sayesinde tekrar geri geldi, kurtarıldı. Şimdi sizlerle paylaşma zamanı diyorum.
Bu köftem oldukça protein yüklü. Kinoa zaten çok yararlı bir protein kaynağı. Ben bu tarifimi ilk önce kereviz salatası ve kısır ile denedim. Hepsinle çok nefis oldu. Yanına hafif olsun diye patates ekledim. Bu patates hafif haşlanıp, fırınlanıyor. Bu tarz farklı denemeleri her zaman sevmişimdir. Aralarda da bol bol fotoğrafladım. Kinoalı köfte nasıl gözüküyor sizlere yansıtmaya çalıştım. Umarım sizde bu tarifi mutfaklarınıza sokar, bol bol denersiniz. Yedikçe beni hatırlarsınız. ☺
Ayrıca  bu köfte diyet yapanlar içinde oldukça doyurucu ve lezzetli. İçinde kavrulmuş pazı bulunmakta. Son üç aydır bizim evin favori köftelerinden. Kendim yaptım diye söylemiyorum diğer köfte tariflerine göre en azından kuru değil, yumaşacık ! Yemelere doyum olmuyor. Sizlere de şiddetle tavsiye ederim. Belki ilerleyen günlerde içinden eti çıkarıp sebzeli yahut bakliyatlısınıda deneyeceğim. Bakalım nasıl sonuç elde edeceğim. Onu da sizlerle paylaşırım. ☺
Kinoalı tarifler arasına yine farklı bir lezzet eklemenin mutluluğunu bloğum sayesinde yaşıyor olmak heyecan verici. Diğer kinoalı tarifler de merak etmeyin burada olacak. Yaz ayıyla biraz yavaşlama olması ve girdiğimiz Ramazan ayı nedeniyle biraz rehavete kapıldım. Ama olsun acelemiz yok. ☺
Malzemeler:

  • 500 gr. köftelik dana kıyma,
  • 1 su bardağı haşlanmış kinoa,
  • 1 demet pazı,
  • 2 adet kuru soğan,
  • 4 diş sarmısak,
  • 6-7 dal frenk maydanoz,
  • 5 dal ince kıyılmış dereotu,
  • 1 adet yumurta,
  • 2 yemek kaşığı domates salçası,
  • 2 yemek kaşığı biber salçası,
  • 3 çorba kaşığı galeta unu veya 3-4 dilim bayat ekmek içi,
  • tuz, kimyon, kuru nane, kekik, 
  • 1 çay kaşığının yarısı kadar tarçın,
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı.

Yapılışı : 
Bir su bardağı kinoayı 3 su bardağı su ile haşlayıp soğumaya bırakalım. Ayıklanmış pazıları bol suda 2 kez yıkayıp, süzdürelim. İlk su sirkeli olsun. Süzülen pazıları ya elimizle parçalayalım ya da bıçakla kıyalım. Ben genelde ellerimle parçalamayı tercih ediyorum. Bir tavaya zeytinyağını koyup kızdırıyoruz. Bu arada 1 adet soğanı yemeklik doğrayalım. Yağda pembeleşene kadar döndürelim.Ardından pazıları ekleyip kavuralım. İçine 1'er yemek kaşığı domates ve biber salçasını ekleyelim. Tuzunu, baharatlarını koyup kavurmaya devam edelim. İsteyen acı ekleyebilir. Ben kullanmıyorum. Tercih size kalmış. Ocağın altını kapatıp, soğumaya bırakalım. Biz bu arada rondoda soğanı, maydanozu, dereotunu kıyalım. İsteyen soğanı gözlerinin yanmasını göze alarak rende yapabilir. ☺ 
Derin bir kaba kıymayı, kıyılmış soğan, maydanoz, dereotunu, galeta ununu, bir yumurtayı, ezilmiş sarmısağı, haşlanmış kinoayı, kavrulmuş pazıları, 1'er yemek kaşığı domates ve biber salçasını, tuzu, baharatları koyup bir güzel yoğuralım. Köftenin içindeki tüm malzemeler birbirine karışıp, özleşsin. Eğer galete unu yoksa bayat ekmek içide olur. Baktınız galeta unu az kıvama göre ekleyebilirsiniz.
Yoğrulan köfteyi 1 saat dinlendirirseniz çok daha güzel bir kıvam alacaktır. Bu köfteyi geceden yoğurup ertesi güne pişdiğinizde de çok lezzetli oluyor. Ben yanına kereviz salatası, kısır, patates  v.s. çok yakıştırdım ve beğenerek tükettik. Siz çeşitli alternatiflerle daha da zenginleştirebilirsiniz.
Yanına kinoadan kısır yapıp denedim o da çok lezzetli ! Onunda tarifini vereceğim. Oldukça hafif oluyor. Bol yeşilliklerle köfteyi sundum. Sizde evinizde olan yeşilliklerle veya salatayla bu köfteyi sunabilirsiniz. İsteyen yanına piyaz da yapabilir.
Dinlendirdiğiniz köfteden mandalina büyüklüğünde parçalar kopararak veya istediğiniz şekli yaparak yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye aralıklı olarak yerleştirin. 180 derecede kızarana kadar alt üst ederek pişirin.
Yukarıda görüldüğü üzere içi yumuşacık enfes köfteleriniz olacak. Üzerine kekik serpmeyi ihmal etmeyin ! 
Şimdiden afiyetler olsun ! 
''KinoalıTariflerim'' için yazının üstüne tıklayınız !!
Diğer tariflerime ulaşmak için arama bölümünü veya  *ARŞİVİMİ*  kullanın !

10 Haziran 2015 Çarşamba

Sütlü Damla Sakızlı Türk Kahvesi !

Sizde benim gibi klasik türk kahvesinin dışında diğer kahve çeşitlerine de meraklıysanız bu kahveyi mutlaka denemelisiniz. Bu yıl bana bi' haller oldu. Eskiden günde bazen iki kere içtiğim türk kahvesini sanırım 2 yıldır içmez oldum. Bunda vücudumdaki demir eksikliğine bağlı olan kansızlık sorunum etkiliydi. Adeta kahveyle aramdaki bağları koparmıştım. Fakat 3-4 aydır inanılmaz bi' şekilde kahve isteğim depreşti. Bu da gösteriyor ki eskiye oranla kansızlık sorunum yavaş yavaş düzelmeye başladı. Değerlerim de normal seviyelere ulaştı ! Vee ben artık kahvemi hafta da 3-4 kere içebiliyorum. Hele pazar günleri eşimle kahvaltı sonrası şöyle saat 5-6 civarında kahve içmek inanılmaz güzel geliyor. Akşama doğru kahvelerimizi içerken mutlaka yanına fotoğraflarda görüldüğü gibi nefis lezzetler yapıyorum. Onlarla bu kahve şahane oluyor. Bildiğiniz gibi çikolata, kakao yasağım hala devam ediyor. Ama bunlara dayanmak mümkün mü ? Azıcık ucundan tadıveriyorum. Sonra olan ilaçlarımın dozunu bi' tık arttırmak oluyor. Keşke eskisi gibi olsada doya doya kahvenin yanında çikolata yiyebilsem. ☺
Bende kahvelerin içinde en ennn sevdiğim damla sakızlı türk kahvesini küçük fincana yapacağıma sütlü olanını büyük boy yapıyorum. offf nasıl güzel oluyor anlatamam. Üzeri bol köpüklü, kaymaklı kallavi kahve oyyy oyy !! ☺ 
☻ İçmelere doyum olmuyor. 
Biliyorsunuz bloğumda bundan 2-3 ay önce iki çeşit kahve tarifi paylaşmıştım. Bunlar; *Sütlü, Tarçınlı Türk Kahvesi ve *Sahlepli, Tarçinlı Türk Kahvesi idi ! Şimdi bide damla sakızlı kahveyi sütlü yaptım. Onuda sizlere alternatif olsun diye paylaşıyorum. Ben kahvelerimi eğer işim varsa mutlaka Eminönü'deki o mis kokulu meşhur kahveciden alırım. Ama yok oralara yolum düşmezse; mutlaka MİGROS'dan almayı tercih ediyorum. Çok çeşitli kahve üretcisinin ürününü denedim. Fakat Migros'un kahvesinin tadı gerçekten diğerlerinden farklı geliyor. Onu alıp, damla sakızlı kahveyle harmanlıyorum. O aromatik koku beni mest ediyor. Bu harmanlama işini çayda da yapıyorum. Karıştırmak çok hoşuma gidiyor. Farklı tat ve koku insanı mutlu eder mi ? Beni eder ! ☺ Bak şimdi şimdi anlatırken bile nasıl canım kahve çekti. ayyy ben bi' ara verip kahve yapayım. Hadi sizde yapıp, keyifle tadın !! 
Malzemeler :
  • 2 bardak süt,
  • 3 yemek kaşığı damla sakızlı türk kahvesi,
  • 4 yemek kaşığı şeker,
  • 1/2 çay kaşığı tarçın.


Verdiğim ölçüler 2 kişiliktir. Kişi sayısına göre arttırabilir veya 
      azaltabilirsiniz !!

( *Tarçını eklemek tamamen size kalmış, eklemeyebilirsinizde. 
Ben bu kahveye bazen koyuyorum bazen canım istemezse koymuyorum. Eğer tatlı türü b'şiler varsa şekerimi dengelesin diye kullandığım zamanlar oluyor. 
Siz kullanmayın çünkü damla sakızının aromasını bastırmasın ! Tercih sizin ! )
YAPILIŞI :
Büyük bir cezveye oda sıcaklığındaki sütü, damla sakızlı kahveyi ve şekeri koyup karıştırın. Şeker miktarı kişiden kişiye değişir. İsteyen azaltabilir. Herkesin farklı damak tadı var. Siz kendinize göre ölçülerle oynayabilirsiniz. Kahveyi kısık ateşte yavaş yavaş karıştırarak pişirin. Kahveniz üstü köpürünce pişmiş olacaktır. Bardaklara eşit miktarda paylaştırıp, afiyetle için. Yanına sizde benim gibi lezzetler yapıp, sunabilirsiniz. *(Onların da tariflerini ilerleyen zamanlarda paylaşacağım!) 
Ya da çikolata ile nefis olur. 
Eskiden büyüklerimiz ne demiş büyük bir zevkle tekrarlıyorum ; 
'' Ziyade olsun ! '' 
Kalın sağlıcakla !! ☺
Diğer tariflerime ulaşmak için arama bölümünü veya  *ARŞİVİMİ*  kullanın !

9 Haziran 2015 Salı

Patlıcanlı Çıtırlar !

Bugün sizlere Pinterest'de görüp denediğim patlıcanlı çıtırların tarifini vermek istiyorum. Daha o zaman kış ayına girmemiştik ve halen patlıcan vardı. Yani patlıcanın son demlerini yaşıyorduk diyebilirim. Şimdi yine var diyeceğinizi biliyorum. Tabii var ama mevsimi mi acaba? diyeceeektiiim patlıcan mevsimine geldik. Çünkü bu tarif bir ay önce yazıldı. Fakat arşivde unutmuşum. ☺ İşte şimdi tam zamanı ! *Gerçek patlıcan mevsimi haziran ayı ! Artık günümüzde tarım ve teknoloji geliştiği için herşey biribirine karışmış durumda ! Maalesef her mevsim her sebze ve meyveyi artık bulabiliyoruz. Neden maalesef dedim çünkü mevsimi dışında üretilen hiçbir şey asla doğalı gibi sağlıklı ve lezzetli olamaz. Herşey mevsiminde güzel ! İbn-i Sina taaa o zamanlar sebze ve meyveyi zamanında tüketin diye öneride bulunmuş herhalde bunu boşuna bizlere söylemedi. ☺ Ama gelgör ki insanoğlu bi' türlü akıllanmıyor. Sonrada gelsin türlü türlü hastalıklar ! Doğrusunu isterseniz mevsiminde tüketin lafını artık birçok kişiden duyar olduk. Fakat bu son bir-iki yıldır bu söylemi ağzına alanlar daha önceleri yazın kış sebze ve meyveleriyle, kışın da yaz sebze ve meyvelerini kullanarak tarifler verdiler mi ? VERDİLER ! eee ben buna defalarca şahit oldum. İstisnaları tabii her zaman dışarda bırakıyorum.(Mesleğini ahlakıyla düzgün bi' şekilde icra edenleri kastediyorum!) Mesela geçen ve ondan önceki Ramazan aylarında pırasa tarifi verenleri görünce şok oldum.(Ramazan'da bildiğiniz gibi o zaman yazın ortasına denk geliyordu, Temmuz-Ağustos) Bunu yapanlar bide bilmiş bilmiş ukala tavırlarıyla takipçileriyle paylaştılar. Soranları da adeta paylarcasına hiç hoş olmayan usluplarıyla cevap verip, hiçbir şeyin altında kalmam tavırlarına rastladım. Hani günümüzün atar mı gider mi dedikleri türden. Şimdi de çıkmış herşey mevsiminde diyorlar. İnsan kendisiyle bu kadar mı çelişir? Olsun geçte olsa doğru yolu bulmuş olmaları da hiç yoktan iyidir. İşte bu yaptığım çıtırları ben o zaman *TUMBLR Sevinç'in Dünyası'nda paylaşmıştım. aaa bi' baktım bunun aynısını hemen yapmışlar. Daha önce de belirttiğim gibi ben rahat rahat paylaşımda bulunamayacak mıyım ? hemen anında millet gördüğü fikri kapıp sanki kendisininMİŞ gibi yaparak takipçilerine sunuyor. Geçen gün benim aylar öncesinden tarifimi verdiğim Yufkalı Şiş Köfte tarifimi uygulamışlar. Tabii ufak değişiklik yapıyorlarki benim tarifim diyebilsinler. İnsan uyguladığı tarifin sahibini, bloğunu belirtir. Ama yook bunların öyle bi' egoları şişmiş ki sormayın gitsin. Ben defalarca işini ahlaklı yapanları dışarda tutarak tarifi uyguladığınız linkleri paylaşın diye kaçkere yazdım. Fakat millet fikir hırsızlığına o kadar alışmış ki yüzsüzlüğün ben böylesini görmedim. Pes doğrusu ! Bu sinsi insanlarda inanın ikrah ettim. Artık tarifini yayınlamadan paylaşımda bulunmayacağım. Çünkü ne yaptıysam kısa bi' süre sonra bi' bakıyorum yapılmış. Hatta bilgisayarımda casus yazılım dedikleri şeyler da bulundu. Nasıl yapıp ediyorlar ben anlamış değilim. Bunlar bu işin uzmanı olmuş. Girip herşeyi kurcalıyorlar. Beni şüpheci yaptılar. Sizde benim yerimde olsanız aynısını düşünmez miydiniz? Çeşitli önlemler alsamda olmuyor. Bende artık kendimce başka önlemler geliştirdim. ☺Eğer bi' işle uğraşıyorsanız böle arızalı insanlar mutlaka karşınıza çıkıyor. İsteselerdi ben hemen tarifi onlara burada yayınlardım. Onlarda rahat ederdi bende. Bana bunca sıkıntı çektirmenin alemi nedir yahu??
Hangi mevsimde, hangi meyveler, sebzeler ve balıklar tüketilir. Bu listeyi sizlere bilgi olsun diye bu sitede buldum. Oradan alıntıdır !! http://woto.com/mevsiminde-besinler Linke tıklayıp, ayrıntılı inceleyebilirsiniz. Aklınızda olsun ! ☺
Geçen ay çok sıkıntılı günler yaşadım. Resmen arşivime casuslar tarafından müdahale edildi. Hoop arşiv gitti. Sonra burada belirtemeyeceğim şekilde giden dosyalar geri getirildi. Bu sinir ve stress yüzünden o kadar kasılmışım ki kolumu kullanamadım. Üstüne üstlük koşuşturmaktan yoruldum ve sonunda da hasta oldum. Neyse ki benim kendime has yöntemlerimle doktora gitmeden kendimi düzeltmeyi başardım. Başkası olsa acillik olmuştu. Çok şükür bu sıkıntılı dönem sona erdi. Gerginliğimi her zaman destekçim olan Sevgili eşim sayesinde attım. Şimdi tarifi sizlere verebiliyorum. Bunca sıkıntının yanında eşimle ♥Gümüş Yılımızı♥ kutlamasınıda ihmal etmedik. Tanışma, çıkma, nişan ve evliliğimiz hepsi toplam 25 yıl olmuş. Dile kolay neler yaşadık neler ! Anlatsam kitaplara roman olur, filmlere konu olur ! İşte bunca olayın içinde bloğuma bir aydır yazamamışım.
Vereceğim bu tarif çok kolay ve basit ama bi' o kadar da lezzetli. İster yemeklerinizin yanına ister beş çayına hazırlayabilirsiniz. Ben çorba yanına çok yakıştırdım. İçlerine patlıcan koyup denedim. Fakat siz ister patatesli, ister peynirli yada aklınıza gelebilecek v.s. değişik malzemeleri kullanarak deneyebilirsiniz. Malzeme çeşitliliği size kalmış. Fikir çok güzel. Pinterest'de çok  güzel fikirler paylaşılıyor. Ben orada gördüğüm birçok fikri sanki kendisi yapmış gibi paylaşan bloggerların neden kaynak göstermeden yaptıklarını anlamıyorum. Onları takip eden birçok kişi de zannediyorki o fikri o bulmuş. Fikri bul, kopyala, takipçiye yapıştır. Takipçide afiyetle yesin. Hani sizin dürüstlüğünüz ?
Bu tarifi tavuk suyuna tel şehriyeli çorba ile birlikte yaptım. Bu çorbanın tarifinide belki birgün sizlere verebilirim. Ama sırada diğer tariflerim var. Onları bi' yavaş yavaş paylaşayım ona da sıra gelir inşallah ! ☺
Malzemeler : 

  • 12 dilim tost ekmeği (ben UNO kullandım),
  • 2 adet patlıcan,
  • 1 adet soğan,
  • 2 adet kapya biberi,
  • 2 adet domates veya 1 yemek kaşığı salça,
  • 12 adet kiraz domates,
  • 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı,
  • tuz ve baharat (kekik, kuru nane, fesleğen, karabiber, kimyon)
  • üzerine kaşar peyniri rendesi ve süslemek için nane yaprakları

YAPILIŞI :
İlk önce iç harcı hazırlayalım: Patlıcanları alacalı soyup, tuzlu suda acısını çıkarttıktan sonra küp küp doğruyoruz. Tencereye yağı koyup, kızmasını beklerken yemeklik soğanları ve biberi ince ince doğrayalım. Yağını içine atıp hafif kavuralım. Ardından patlıcanları ekleyelim. Kavurunca içine isteyen kabuğu soyulmuş küp domatesleri yada salçayı ekleyip patlıcanlarla bütünleştirip, soteleyebilir. 4-5 dakika sonra tuzunu ve baharatlarını ekleyelim. 2 dakika geçince de ocaktan alalım, Kenarda soğusunlar. Muffin kalıplarına tost ekmeklerini yerleştireceğiz. Ekmekleri bardak ile bastırarak yuvarlak kesiyoruz. Yuvarlak ekmekleri muffin kalıplarının yuvalarına parmaklarımızı birleştirerek bastırıp, çukurlaştırıyoruz. Yukarıdaki fotoğraflarda nasıl yaptığımı detaylı görmektesiniz. Aynen bu şekilde 12 dilimi yuvalara yerleştirelim. İçine soğumuş patlıcanlı malzemeyi kaşıkla koyalım. Ortalarına kiraz domates, onların üzerine eski kaşar rendesi serpiştirelim. 180 derecede kaşar peynirleri eriyinceye kadar (ben 4-5 dakika) fırında tutup hemen çıkardım.
Tavuklu tel şehriye çorbasının yanında servis yaptım. Çıtırların üzerine biraz kekik serptim, nane yapraklarıyla sundum. Ertesi gün bu çıtırlar o kadar beğenildi ki beş çayının yanında ufak atıştırmalık olarak tekrar denedim. Sizlere kolay ama güzel sunumla fark yaratabileceğiniz pratik bir tarif vermek istedim. Deneyecek olanlara şimdiden kolay gelsin, afiyetler olsun diyorum. Şimdilik yeni tariflerimde buluşmak dileğiyle hoşçakalın ! ☺
*AFİYETLER OLSUN !..*
Diğer tariflerime ulaşmak için arama bölümünü veya  *ARŞİVİMİ*  kullanın !